Forex Dolandırıcılığı
FOREX DOLANDIRICILIĞI
Öncü&Keskin Hukuk Bürosu tecrübeli İstanbul ceza avukatları aracılığıyla forex piyasalarında dolandırıcılık suçu ve cezası ile ilgili, soruşturma ve ceza süreci ile ilgili bilgi vermektedir.
Bununla birlikte tecrübeli İstanbul avukatlarımızforex piyasalarının kapsamı, cezasürecinin yönetilmesi ile ilgili her türlü hukuki danışmanlık, hukuki arabuluculuk ve avukatlık hizmeti vermektedirler.
FOREX NEDİR?
Forex, “foreign exchange” kelimelerinin kısaltmasıdır ve döviz alım satımı anlamına gelir. Forex piyasası, farklı ülkelerin para birimlerinin birbirleriyle değiştirildiği bir finansal piyasadır. Ancak forex piyasası sadece döviz çiftleri üzerinde değil, aynı zamanda emtialar, hisse senetleri, endeksler ve kripto paralar gibi finansal enstrümanların alım satımına da olanak sağlar.
Türk hukukunda, forex işlemleri Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından düzenlenir ve denetlenir. SPK, Türkiye’de sermaye piyasalarının düzenlenmesi, denetlenmesi ve geliştirilmesinden sorumlu olan bağımsız bir kamu kurumudur. Forex işlemleri için aracı kurum veya kuruluşlar, SPK’dan yetki belgesi almak zorundadır ve belirli standartları ve kuralları takip etmekle yükümlüdürler. Bu kuruluşlar, yatırımcıların güvenliği ve piyasanın adil işleyişi için düzenlemelere tabidir.
Forex piyasasında işlem yapmak isteyen yatırımcılar, SPK lisanslı aracı kurumlarla çalışmalı ve ilgili kurallara uymalıdır. Bunlar arasında minimum teminat miktarı, kaldıraç oranları, risk bildirimleri ve hesap açma prosedürleri gibi konular yer alır. SPK’nın denetimi ve düzenlemeleri, yatırımcıların korunmasını ve piyasanın şeffaf ve adil bir şekilde işlemesini sağlamayı amaçlar.
Yatırımcılar, forex piyasasında işlem yapmadan önce SPK’nın internet sitesinden lisanslı kurumları ve düzenlemeleri kontrol edebilirler. Ayrıca, finansal okuryazarlık ve risk yönetimi konularında bilgi sahibi olmak önemlidir.
YURTDIŞI FOREX İŞLEMLERİ NE GİBİ SONUÇLAR DOĞURABİLİR, İDARİ PARA CEZASI YAPTIRIMINA YOL AÇAR MI ?
Yurtdışında forex oynamak, bir kişinin yerleşik olduğu ülkenin sınırları dışında, başka bir ülkede bulunan forex piyasalarında işlem yapması anlamına gelir. Yurtdışı forex, genellikle yerel düzenlemelerin dışında olan ve farklı finansal kuruluşlar veya aracı kurumlar üzerinden gerçekleştirilen forex işlemlerini ifade eder.
Yurtdışı forex işlemleri, bir yatırımcının kendi ülkesi dışındaki forex piyasalarında döviz çiftleri, emtialar, hisse senetleri, endeksler ve kripto paralar gibi finansal enstrümanlar üzerinden alım satım yapmasını içerir. Bu işlemler, genellikle online platformlar aracılığıyla gerçekleştirilir. Yurtdışı forex işlemleri, yerel düzenlemelerden farklılık gösterebilir ve yatırımcıları daha yüksek risklere maruz bırakabilir.
Sermaye Piyasası Kurulu 26.09.2011 tarihli genelgesi ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar hükümleri uyarınca SPK tarafından yaptırımlara maruz kalabilirler.
SPK, YURTDIŞI FOREX FİRMALARINI DENETLEYEBİLİR Mİ ; YAPTIRIM UYGULAYABİLİR Mİ?
Türkiye’de, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yurt içi ve yurt dışı sermaye piyasalarının düzenlenmesi ve denetlenmesiyle görevli olan bir kurumdur. SPK’nın yurtdışı forex firmalarını doğrudan denetleme yetkisi bulunmamaktadır. Ancak, SPK’nın yetki alanına giren Türkiye’deki forex şirketleri yoluyla sunulan hizmetlerle ilgili düzenlemeler ve denetimler yapabilir.Dolayısıyla, SPK yurtdışı forex firmalarını doğrudan denetleme yetkisine sahip değildir, ancak Türkiye’deki forex piyasasının düzenlenmesi ve denetlenmesiyle ilgili olarak lisanslı aracı kurumlar ve müşterileri aracılığıyla dolaylı olarak yurtdışı forex firmalarının faaliyetlerini gözetim altında tutabilir ve yurtdışı forex yatırımcılarından bilgi edinebilir.
SPK’DAN VEYA MASAK’TAN GELEN FORM NE ANLAMA GELİR , SPK’DAN VEYA MASAK’TAN FORM GELMESİ HALİNDE NE YAPMALIYIZ?
Sermaye Piyasası Kurulu’nun yatırımcılara yönelik olarak gönderdiği formlar genellikle bilgi talepleri, risk profili analizi veya şikayet yönetimi gibi amaçlarla kullanılır. Bu formların amacı, yatırımcıların bilgilendirilmesi, finansal piyasalarla ilgili gerekliliklerin yerine getirilmesi ve düzenlemelerin takip edilmesidir. SPK bu formu aracı kurum , kuruluşu ve yatırımcıları denetlemek şartları varsa ceza vermek veya yargı yoluna gitmek amacıyla gönderir. Ayrıca bu denetim süreçleri MASAK tarafından da hem yurtdışı forex firmaları hem de yatırımcıların yapmış olduğu işlemler sıkı sıkıya denetime tabi tutulmaktadır. Yatırımcıların SPK’dan ceza almamaları ve herhangi bir mağduriyeti uğramamaları açısından hukuki destek almaları şarttır.
YURTDIŞI FOREX DOLANDIRICILIĞI NASIL GERÇEKLEŞİR, YURTDIŞI FOREX MAĞDURU NE YAPMALIDIR?
Yurtdışı forex dolandırıcılığı SPK lisansı olmayan kurumlar tarafından gerçekleştirilir.Aracı kurumun SPK lisansının olup olmadığını SPK’da güncel yayınlanan lisansı kurumları inceleyerek anlaşılır.Kişi yurtdışı forex mağduru olduğunda ivedilikle hukuki işlemleri başlatmalıdır. Yurtdışı forex dolandırıcılığı genelde aşağıda anılan yöntemlerle gerçekleştirilir ki bunlar,
- Sahte veya lisanssız forex şirketleri: Dolandırıcılar, sahte veya lisanssız olduğunu iddia ettikleri forex şirketlerini kurarak yatırımcıları çekebilirler. Bu şirketler genellikle düşük maliyetli işlem imkanı, yüksek getiri vaatleri veya cazip bonuslar gibi tekliflerle yatırımcıları kandırmaya çalışırlar.
- Manipülasyon ve yanıltıcı bilgiler: Dolandırıcılar, yatırımcıları yanıltmak veya manipüle etmek için yanlış bilgiler veya sahte işlem sonuçları sunabilirler. Örneğin, gerçek olmayan yüksek getiri gösteren işlem raporları veya performans tabloları paylaşabilirler.
- İçeriden bilgi veya sızdırma: Dolandırıcılar, yatırımcıları etkilemek veya kar elde etmek için içeriden bilgiye erişebilirler. Bu, önceden belirlenmiş fiyat hareketlerini kullanarak yatırımcıları kandırmayı veya yanıltmayı amaçlayabilir.
- Ponzi veya piramit sistemleri: Dolandırıcılar, Ponzi veya piramit sistemleri gibi yapılarla yatırımcılardan para toplayabilirler. Bu tür bir yapı, yeni yatırımcılardan elde edilen fonları mevcut yatırımcılara dağıtarak güven yaratmayı ve sistemin sürdürülebilir olduğunu göstermeyi amaçlar. Ancak bu sistemler genellikle sürdürülemezdir ve sonunda çökmeyle sonuçlanır.
- Kimlik hırsızlığı: Dolandırıcılar, yatırımcıların kimlik bilgilerini ele geçirerek bu bilgileri kullanabilirler. Bu durumda, dolandırıcılar yatırımcının adına işlem yapabilir, hesaplara erişebilir ve dolandırıcılık faaliyetlerini yürütebilir.
FOREX MAĞDURLUĞUNDA SAVCILIK SÜRECİ NASIL GERÇEKLEŞİR?
Forex dolandırıcılığı şikayete bağlı bir suçtur. Bu şikayet Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk kuvvetlerine yapılmalıdır. Forex mağduru kişi şikayetini, mağduriyetini detaylı bir şekilde anlatan bir dilekçeyle gerçekleştirir.Dilekçenin detaylı olması sürecin hızlı ve sağlıklı yürümesi adına önemlidir. Şikayet üzerine savcılık gerekli görürse soruşturma başlatır. Bu süreçte, savcı tarafından deliller toplanır, tanıklar ifade verir ve dolandırıcının kimlik ve faaliyetlerine ilişkin araştırmalar yapılır. Savcılık, yaptığı soruşturma sonucunda suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına karar verecektir. Eğer yeterli delil ve kanıt bulunursa, savcılık dava açma kararı verebilir. Bu durumda, dolandırıcı hakkında kamu davası açılacak ve yargılama süreci başlayacaktır.
FOREX MAĞDURLUĞU VE AVUKATLIK SÜRECİ
Forex dolandırıcılığı teknik bir konu olduğundan seçilen avukatın Sermaye Piyasalarında ve SPK ile sair mevzuat hususunda uzman olması mağdur açısından iyi olacaktır. Mağdurun vekalet vermek için avukatıyla aynı şehirde olmasına gerek yoktur, noterden genel dava vekaleti verilmesi yeterli olacaktır. Ayrıca mağdur kişide adına vekaleten başlatılacak soruşturma ve dava sürecinin her safhasını E-devlet üzerinden kontrol edebilir.
FOREX DAVALARINDA İHTİYATİ TEDBİR KONULABİLİR Mİ?
Forex davalarında ihtiyati tedbir kararı alınması mümkündür. İhtiyati tedbir, bir dava sürecindeki hakların korunması amacıyla, davaya konu olan varlıkların veya eylemlerin etkilerini geçici olarak durdurmak veya sınırlamak için mahkeme tarafından alınan bir önlem veya karardır.
Forex davalarında, mağdur tarafından talep edilen veya hakim tarafından gerekli görülen durumlarda ihtiyati tedbir kararı alınabilir. Örneğin, dolandırıcılık iddiasının kanıtlanması veya mağduriyetin önlenmesi amacıyla, dolandırıcıya ait varlıkların dondurulması veya transferlerinin engellenmesi gibi tedbirler alınabilir.
İhtiyati tedbir kararı, mahkeme tarafından verilir ve davaya konu olan duruma, delillerin değerlendirilmesine ve tarafların haklarının korunmasına bağlı olarak uygulanır. İhtiyati tedbir kararı alınması için mağdurun veya davacının hakim önünde talepte bulunması ve gerekli kanıtları sunması gerekmektedir. Mahkeme, talep edilen ihtiyati tedbirin haklı ve gereklilik nedenlerine dayandığına kanaat getirirse, bu kararı verebilir.
İhtiyati tedbir kararı, davaya konu olan varlıkların veya eylemlerin etkisini geçici olarak durdurabilir veya sınırlayabilir, ancak davayı sonuçlandırmaz.Buna mukabil, forex davalarında ihtiyati haciz kararı da alınması mümkündür. İhtiyati haciz, bir dava sürecindeki hakların korunması amacıyla, davaya konu olan malvarlığının veya mülkiyetin geçici olarak dondurulması veya korunması için mahkeme tarafından alınan bir önlem veya karardır.
Forex davalarında, mağdur tarafından talep edilen veya hakim tarafından gerekli görülen durumlarda ihtiyati haciz kararı alınabilir. Örneğin, dolandırıcılık iddiasının kanıtlanması veya mağduriyetin önlenmesi amacıyla, dolandırıcıya ait varlıkların bloke edilmesi veya geçici olarak haczedilmesi gibi tedbirler alınabilir.
İhtiyati haciz kararı, mahkeme tarafından verilir ve davaya konu olan duruma, delillerin değerlendirilmesine ve tarafların haklarının korunmasına bağlı olarak uygulanır. İhtiyati haciz kararı alınması için mağdurun veya davacının hakim önünde talepte bulunması ve gerekli kanıtları sunması gerekmektedir. Mahkeme, talep edilen ihtiyati haciz tedbirinin haklı ve gereklilik nedenlerine dayandığına kanaat getirirse, bu kararı verebilir.
İhtiyati haciz kararı, dolandırıcının malvarlığının geçici olarak dondurulmasını veya korunmasını sağlar. Bu sayede, dolandırıcıların varlıklarını elden çıkarmaları veya aktarmaları engellenir ve mağdurların haklarının korunması amaçlanır.
FOREX İLE İLGİLİ ÖRNEK KARARLAR
KARAR1 : Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas : 2016/90 Karar : 2016/6987
Karar Tarihi : 23.06.2016
Özet : Davacı vekili, müvekkilinin yatırım amacıyla işlem yapmak üzere davalı şirkete başvuruda bulunarak, müvekkil ile davalı şirket arasında tüketici ve hizmet sağlayıcı ilişkisi kurulduğunu, buna göre müvekkili tarafından yatırım işlemlerine başlandığını, davalı şirketin hesaplarına havaleler yapıldığını, yapılan havale tutarlarının borsa işlemleri için davalı şirket tarafından talep olunmuşsa da yapılan işlemlerin sözleşme esaslarına aykırı olduğunu ileri sürerek, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshine, 58.000,00 TL zararının davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… Davalı şirket vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının nihai tüketim amacıyla değil, kar elde etmek amacıyla kaldıraçlı alım-satım işlemleri ile türev araçları alım-satımı yapabilmek için mevzuatına göre kurulan “Aracı Kurum” statüsündeki müvekkili şirketle Çerçeve Sözleşme imzaladığını, davacının 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olmadığını, ticari amaçla hareket eden gerçek kişi konumunda olduğunu, müvekkilinin bir finans kurumu olduğunu, uyuşmazlıkta görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir…. Mahkemece, taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olmayıp, yatırım amaçlı ticari iş olduğu, bu haliyle 6502 sayılı Kanun kapsamına girmediği, Borçlar Kanunu çerçevesinde ve TTK hükümlerine göre genel mahkemelerde inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle, görevsizliği ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir….
Mahkemece yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder…. Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ilişkinin, tüketici işlemi kapsamında kaldığı ve bu ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece davaya bakmakla görevli olduğunun kabulü ile işin esasına girilip, gerekli araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR 2 : TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2015
NUMARASI : 2014/2102-2015/427
Taraflar arasında görülen davada … . Tüketici Mahkemesi’nce verilen 18/03/2015 tarih ve 2014/2102-2015/427 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yatırım amacıyla işlem yapmak üzere davalı şirkete başvuruda bulunarak, müvekkil ile davalı şirket arasında tüketici ve hizmet sağlayıcı ilişkisi kurulduğunu, buna göre müvekkili tarafından yatırım işlemlerine başlandığını, davalı şirketin hesaplarına havaleler yapıldığını, yapılan havale tutarlarının borsa işlemleri için davalı şirket tarafından talep olunmuşsa da yapılan işlemlerin sözleşme esaslarına aykırı olduğunu ileri sürerek, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshine, 58.000,00 TL zararının davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının nihai tüketim amacıyla değil, kar elde etmek amacıyla kaldıraçlı alım-satım işlemleri ile türev araçları alım-satımı yapabilmek için mevzuatına göre kurulan “Aracı Kurum” statüsündeki müvekkili şirketle Çerçeve Sözleşme imzaladığını, davacının 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olmadığını, ticari amaçla hareket eden gerçek kişi konumunda olduğunu, müvekkilinin bir finans kurumu olduğunu, uyuşmazlıkta görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olmayıp, yatırım amaçlı ticari iş olduğu, bu haliyle 6502 sayılı Kanun kapsamına girmediği, Borçlar Kanunu çerçevesinde ve TTK hükümlerine göre genel mahkemelerde inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle, görevsizliği ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen “Kaldıraçlı Alım Satım Alım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesinin” feshi ile uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Aynı Yasanın “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49.maddesi, “Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. Yine aynı Yasanın 73/1. maddesi, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmünü, 83. maddesi ise, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili, diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünü amirdir. Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ilişkinin, tüketici işlemi kapsamında kaldığı ve bu ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece davaya bakmakla görevli olduğunun kabulü ile işin esasına girilip, gerekli araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 23/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.